Yanımdan geçerken kokusunu aldın tenimden biliyorum. Yalnızlığım kesif kokar evet. Buram buram baharatlı bir parfüm gibi.
Yanımdan geçerken hiç görmediğin gibi gördün beni biliyorum. Yalnızken daha güzelimdir çünkü. Zayıflarım birazcık belim oyuklaşır. Çok uyuduğum içindir ki yüzüm daha bir parlak, cildim pürüzsüz olur her tek kalışımda. Ruj sürerim silindikçe belli olmasın diye gülmediğim. Küveti doldurur içine yatarım yumuşasın diye lime lime olmuş etlerim.
Yanımdan geçerken farkettin beni biliyorum. Sordun, teyitleştin, rahatladın nedense. Davet bekliyorsun, şimdilik naziksin. Gel buyur otur da benim inancım kalmadı ki yaşadığım bunca yalandan sonra doğru olana. Gülüyorum delirmiş gibi karşımda konuştuğunda sana vereceğim cevaba. 10 yıl önce ben duymuştum, şimdi sıra demek ki başkalarında.
Thursday, May 28, 2009
Friday, May 22, 2009
kelimeler büyüyor ağzımda..

Her seferinde daha yüksekten düşmek daha da sertleşmiş zemine. İki kişilik acılaşmış hikayenin dibine... Ne kadar uçarsan el ele o kadar yükselirsin en üstteki buluta ve ellerini kaldırıp işaret ederken daha da yukarıda ki en uzak o köşeyi sevdiğine, kanatlarınızın olmadığını farkedersin bir saniyeliğine. O farkındalık sonun olur işte. Ya da da o farkındalık bir kaç kemik kırığı.
Ben zoru seçtim biliyorum, en zoru sevdim. Ama hep öyleydim. Geometride en çözülmeyecek problemi bulur sınav sonunda boş kağıt verirdim. Çocukken altı köseleden, yere boylu boyunca düşüren terliklerle yürümeyi severdim. En zora aşık olduğumda ise hiç şaşırmadım kendime, sadece defalarca terkedildim. Bu sefer ise beraber verilmiş bir karar kıvamında geldi yalnızlık yanıma, yatağıma, sabahıma.
Evet zor olduğu için susuyorum ben hep, kolay bir yolu olmadığı için sakince bekliyorum sakinleşmesini hayatın. İstemeyecek kadar gururluyum artık ama, almayacak kadar değil. Minicik bir yüzüğüm bile olmadı aşkımı işaretleyen. Ya da ağzımı doldura doldura bahsedemedim erkek çocuğumuz için seçtiğim isimden. Köpeğimizden, "evimizden"... Herkes sokarken çirkin sevgililerini gözüme eş diye, benim sevgilimi anlatırken arkadaşı dedi herkes yıllarca. Demek ki ben geri durdum korkumdan, ateşle sevişmek yaktı tenimi, ateşle uyumaktan korktum belki de.. Belki de değil.. Bilmiyorum. Bilmek istemiyorum. Ve aslında farketmiyor da geldiğimiz bu boşluktan sonra bilmek neden'i.
Sormayın ey insanlık. Sormayın artık bana onu! Yok yanımda demekten yoruldum, yoruldum! Anlayın işte ben korktum mutsuz bir adamın kadını olmaktan, bir sabah uyanıp yabancı gibi bakan iki gözle karşılaşmaktan. "Korkma" diyen olmadı, "gitme"yelim diyen de. Belki onun da canı yandı üç saniye uyumadan önce, ama bitti işte yine.
Sunday, May 17, 2009
yan
Bir gün sadece sen kalacaksin ve ben.. Kimse olmayacak o sessizlikte bir an. Yargılamayacak, yarmayacak, yermeyecek ve yer bakışlar ile kesmeyecek kimse etlerimizi. Gözlerimiz aynı kalacak çünkü her ne kadar denizlerin en dibiyle tanışmış da olsa göz bebeklerimiz, sevilerek bakacağız birbirimize. Dokunacak kadar gücümüz kalmayacak belki ama konuşarak titreteceğiz içimizi. Ben yanıyorum. Yanarak dönüyorum. Nerde durur bu can bilmiyorum..
Sunday, May 3, 2009
öldürmek..
Aylardır yazmıyorum. Çünkü aylardır incinmiyordu kalbim. Kırılınca, kendimi tamir etmek için, sarmalamak için yazıyorum sanırım ben bu okuru olmayan yazıları. Gülen yüzüm gülmüyor iki gündür. Kimse yaptığım kazayı anlamak zorunda değil en içim bile. Hiç kimse durumu alttan almak sahiplenmek durumumda da kalmamalı. Ama gecelerden sadece bir gece korktuğu için kızılacak kadar değersiz de olmamalıydı bedenim. Ellerimi avcuna alıp, göz kapaklarımı öpmesi gerekmiyordu içim sussun diye, sadece elini dizime usulca koysa ve susarak konuşsa da yeterdi. Suratlarına bile bakmadığı arkadaşlarımın arabasının arka koltuğuna fırlatılacak, sonra da gece boyunca hissettirdiğim korkunun acısını başka şekillerde çıkaracak kadar büyük müydü gerçekten davetsizce hayatıma sızan pardesülü kadının bedeninin ahı?
Ben korkuyorum çünkü ölüme ilk kez bu kadar yaklaştım. Duyarsız olabilmek değil gücümün göstergesi, kimselere söylemeden tamir ettirdiğim gibi arabamı, uykusuz gecelerimde kimselere söylemeden huzurlu ruyalara dalabiliyor olmak hala..
Ben korkuyorum çünkü ölüme ilk kez bu kadar yaklaştım. Duyarsız olabilmek değil gücümün göstergesi, kimselere söylemeden tamir ettirdiğim gibi arabamı, uykusuz gecelerimde kimselere söylemeden huzurlu ruyalara dalabiliyor olmak hala..
Subscribe to:
Posts (Atom)