Kimseye söylemem ben bazı şeyleri.. Kimseye. Herkes "pervasız, patavatsız, yalansızdır o kaçırır bir kelime şimdi" der yüzüme bakarken ama susarım. En çok da çok konuşurken dilsizleşir içim. Şimdi yine kelimeler manasız ve boşa. Konuşmak, yazmak fazla. Herkes ne çok konuşuyor, sakat kolları için bile methiyeler düzüyorlar kendilerine. Ben yok'u bilirim. Ben burdayken yok'ta olanı. Aslında bu kadar basittir denklemler bazen. Bu gün saçlarımı okşamıyorsa bu taşı sıksa suyundan deniz yapan el. Bu günü aklımdan savuşturup yarını düşünürken yine yok olacağını biliyorsam, yada bir uğrayıp gideceğini, işte o zaman var olan sadece yaşlı bir kadının suratına bakarak içine düşeceğin suskunluktur.
Anneannem'e..
Thursday, June 25, 2009
Sunday, June 14, 2009
ağlarken yazdığı şeyleri sonra silmeli insan..
Küçük bir balıksın biliyorsun. Okyanus balıkları gibi en göz alıcı renklerden derin, pulların. İnsanlar koca gözlerinde ışığı görüyor hala.
İçinde yüzdüğün suyun seni hırpalıyor biliyorum. Mutsuz durma, çirkinleşme.
Bir deniz uyandığında sabaha gözlerine bakıp ne güzel hala benim sularımdasın gel şöyle koynuma diyecek kadar sevmeli seni. Güldürmeli içini. 3 saniye biliyorsun, sadece 3 saniye gözlerini yummak yetecek bunu sana hiç yapmadığını unutman için. Fırtınalı gök yüzüne kardeşliği günahını vebalini boynundan atması için yeterli sebebidir okyanusun. Boşver günah yok, pişmanlık ya da üzüntü de.
Sen iyi misin diye sormaz pek kimse. En yakının, bazen annen bile. Dans et iyiyimişsin gibi sen, en güzel eteğinle.
İçinde yüzdüğün suyun seni hırpalıyor biliyorum. Mutsuz durma, çirkinleşme.
Bir deniz uyandığında sabaha gözlerine bakıp ne güzel hala benim sularımdasın gel şöyle koynuma diyecek kadar sevmeli seni. Güldürmeli içini. 3 saniye biliyorsun, sadece 3 saniye gözlerini yummak yetecek bunu sana hiç yapmadığını unutman için. Fırtınalı gök yüzüne kardeşliği günahını vebalini boynundan atması için yeterli sebebidir okyanusun. Boşver günah yok, pişmanlık ya da üzüntü de.
Sen iyi misin diye sormaz pek kimse. En yakının, bazen annen bile. Dans et iyiyimişsin gibi sen, en güzel eteğinle.
Friday, June 12, 2009
O
Çok güzel bi yaz gecesi var dışarıda. En sevdiğim parfüme buladım vücudumu bu akşam. Çok tatlı bi yorgunluk var kollarımda, ayaklarımda, bileklerimde, tırnaklarımda. Canım dediğimi hissediyorum, evet tam orada bi yerde hala..
Şimdi bu kapının önündeki benim. Tek, sakin, sade, öylece..
Anahtarı çevirirken kilidin içinde yavaşça, yanımda olsaydı ya. Papuçlarımı çıkarsam sonra, çantamı öylece koridora bir köşeye fırlatsam. İki soğuk bira açsam ve üçlü koltuğun karşısında bir televizyon olsa. Sızarak uyuyuşunu, ayaklarını sürerek yatağa gidişini izlesem arkasından. Ve bütün takırdayan camları kapatıp, televizyonu susturup yanına gelip kıvrılsam cumartesi sabahını karşılamaya.. Keşke bu gecem ve bu sabahım onun olsa, sonsuz olsa.
Şimdi bu kapının önündeki benim. Tek, sakin, sade, öylece..
Anahtarı çevirirken kilidin içinde yavaşça, yanımda olsaydı ya. Papuçlarımı çıkarsam sonra, çantamı öylece koridora bir köşeye fırlatsam. İki soğuk bira açsam ve üçlü koltuğun karşısında bir televizyon olsa. Sızarak uyuyuşunu, ayaklarını sürerek yatağa gidişini izlesem arkasından. Ve bütün takırdayan camları kapatıp, televizyonu susturup yanına gelip kıvrılsam cumartesi sabahını karşılamaya.. Keşke bu gecem ve bu sabahım onun olsa, sonsuz olsa.
Subscribe to:
Posts (Atom)