Monday, January 12, 2009

uyku

Gün içinde bazen kendimi ellerimi hissetmezken yakalıyorum, morarmış, üşümüş oluyorlar baktığımda. Yere düşecekmişim gibi dönüyor başım. Dizlerim titriyor. Gözlerimi kapatıyorum, biliyorum derin bir nefes almam gerekiyor ama üşeniyorum, istemiyorum. Geceleri hiç şaşmıyor. 03:16 da sıçrayarak uyanıyorum. Ağlıyorum, yatak batıyor, yorgan ağırlaşıyor, terliyorum soğuk soğuk. Elimi telefona atıyorum sıfır mesaj, sıfır cevapsız arama. Rehber, K, arama tuşu, saçmalama saat sabahın dördü. Kelimeler geçiyor boğazımdan beynime. Boşver üzme kimseyi, gel desen gelinmez bir uzaklıktasın zaten, ne gerek var. Pencereden soğuk Ankara'ya bakıyorum saatlerce donuk, donmuş. Gözümün önünden gitmiyor sol ayağını arabanın önüne atışın. Biliyorum yaşayacaksın ama içim acıyor. Hiç tanışmasaydık hiç karşılaşmasaydı keşke acıklı kaderlerimiz.

Yalnızım derken bin kez daha düşünüyorum artık, değilmişim çünkü. Çok düşündüm: ya bilmediğim bir ülkede ya da şehirde kimsesiz kalsaydım o polis adamların içinde. Dayanılır mıydı buna da acaba. Sanmam. Sevdiğim vardı ilk gördüğüm, yaptığı her şey dünyaya değer. Olmasa ölürdü o beden belki de. Unutulmaz bir şey bu, ömürlük bir huzur. Arkadaşlarım vardı, gözleri gözümün içinde. Ailem. İş arkadaşlarım. Hepsi benden çok düşünüyordu beni o gün. Seviyorum, öyle çok seviyorum ki herbirini.

Geceleri tek başınasın hayatla yine de. Bazen benimkiden büyük bir el olsun istiyorum göbeğimin tam üstünde uyurken, uyusun o da yanımda, deri derin uyusun hatta. Baktığımda saçlarına ya da suratına gülümsetip yeniden kıpırdatsın içimi ve belki daha mutlu değil ama daha güzel kalsın hayat diye. Olmuyor ama, kolay şeyler istediğini düşünen herkesin şaşkın üzüntüsünü yaşıyorum bazen. İstediğim hiç de basit değil çünkü, ben koskoca bir insan istiyorum. İnsandan bahsediyoruz: tamamen farklı, kendi beyni ve duyguları, istekleri, karşısındakinden bağımsız hatıraları olan yetmiş kiloluk bir canlıdan. Hayatının benimkine halatlarla bağlamasından... Hem de taraflardan biri ölene, böylece havadaki bir buluta yazılmış anlaşma feshedilene dek. Masallarda olur ancak bu, kabul ediyorum.

Mızmızlanmayacağım. Çaktırmadan özleyeceğim sadece, hayalimdeki masalı ve geçmişteki adamımı. Neden böyle sevdiğimi anlayamayacak kimse, anlatmayacağım. Neresini sevdiğimi bilmeyecek o bile, cevabı çok basit olsa da. Yaşayacağım bir şekilde. Güleceğim ağız dolusu ya da zırlayacagım her PMS de. Neyse o işte.

İyi geceler, uyu lütfen bu gece.

No comments: