Hastayım.. Kocaman bir antibiyotiği boğazımdan zorla geçirerek içmeye çalışıyorum.. Akşam 9 da uyuyorum sabah 8 de kalkıyorum ama her yerime iğneler batıyor gibi, dinlenemiyorum. Ateşim çıkıyor ama hava da, su da, rüzgar da sıcak; soğuyamıyorum..
Sevdicekle ayrı şehirlerde olmaktan tiksindiğim kadar başka bi şeyden tiksinmiyorum. Bunu ona söyleyip içini kaçırmak istemiyorum, çünkü bu sene kimsenin kemikleri onunki kadar haketmedi dinlenmeyi, tatili, güneşi. Gelince okusun ama ayrı şehirler bana soğuk, kaybetmiş kış gecelerini hatırlatıyor. Anlamsız geliyor onsuz yaşadığım her saniye artık. Özlemenin de ötesinde garip bir anlamsızlık: niye o ordayken ben burdayım ki gibi basit ama cevapsız ve sakince sorulmuş bir soru.
Çalışıyorum. Manasızca çalışıyorum.. Hoş zaten ulvi bir amaca hizmet etmedikçe bu adı özel sektör olan her türlü yerde çalışmak yeterince manasız. Enerjinizin hepsini nakte çevirmezlerse kurtlanıyor bu işverenler ve delirircesine saldırıyorlar. Bana gelen nakit ise nerdeyse tamamen enerji olarak geri çıkıyor tabii biraz farklı olarak: mazotun arabama verdiği beygir enerjisi!
Telefon geldi, beni çağırıyorlar sevgili elemanlarım mağazadan. Ne gibi bi aptallık için gidince anlayacağım. Tüh ne güzel de dünyayı unutmuş yazıyordum..
By..
Tuesday, August 5, 2008
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment